İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşun 98. Yıl Dönümü günündeyiz ama maalesef sosyal medya dahil gereğince hakkını veremediğimiz, kutlayamadığımız kanaatindeyim. Sayfa arkadaşlarım arasında, dahil olduğum mesaj gruplarında bu anlamlı günün hakkını veren dostlarımı elbet tenzih ediyorum.

Geçen yıl da özellikle yönetenlerimizin bu duyarsızlığına, realitede ki çelişkiye vurgu yapmak için konuya dair yorumumu ve İstanbul’umuzun kurtuluş yıldönümünü tebrikimi “RİZE 2 MART’TA, İSTANBUL 6 EKİM’DE” başlıklı yazımla yapmıştım.

Kısa bir alıntısıyla devam edeyim…

Asker ve silah bakımından çok üstün Rus kuvvelerine karşı Taşlıdere’de savaşan Türk askerleri, canları pahasına vatan topraklarını savundular ama Rusların 08 Mart 1916 tarihinde akşam üzeri Rize ye girmelerine engel olamadılar.

Devamında Ruslar bir direnişle karşılaşmadan 18 Nisan akşamı Trabzon’a girdiler. Geçici bir heyet kurarak Trabzon Rum Metropoliti Hrisantos’u atadılar. Çoğu Rum’lardan oluşan bir belediye meclisi oluşturdular ve yaklaşık 2 yıl bu şekilde Trabzon’u yönettiler.

Rusya da 8 Mart 1917 de başlayan ayaklanma sonucunda 14 Eylül 1917 te cumhuriyet ilan edildi, 7 Kasım'da Bolşevikler darbeyle iktidarı ele geçirdiler. 8 Kasım 1917'de de Lenin saklandığı yerden Petersburg’a gelerek hareketin başına geçti. Bolşevik yönetiminin ilk işi savaşa son vererek kendi topraklarına geri çekilmek olunca Trabzon 24 Şubat 1918 günü Ruslardan geri alındı. 2 Mart 1918 tarihinde sisli ve yağışlı bir günde de Ruslar Rize’yi terk etti.

Yakup Özkan öğretmenimin arşivinden Rize’de 2 yıl süren Rus işgali dönemine dair özetin özetini yukarıya yaptım.

Yanı 24 Şubat Trabzon’un, 2 Mart’ta Rize’nin kurtuluşu. Bildim bileli de kutlarız.

Gelelim saadete…

Rusların 2 yıl kaldıkları Doğu Karadeniz Bölgesinden çekilme günlerini il ve ilçe merkezlerimizde coşkuyla “Kurtuluş Günü” olarak kutlarken, 4 yıl İngiliz’in ve müttefiklerinin işgalinde kalmış İstanbul’un 6 Ekim’de yeniden bizim olmasını aynı hatta daha fazlasıyla neden kutlamayız ki!

Pekiştirmek, belletmek için Rize örneğini verdim. Yurdumun o tarihlerde çoğu illeri de düşman işgali altında idi ve düşmandan kurtulduğumuz günler hep coşkuyla kutlanıyor. Rize’de, diğer illerimizde olduğu gibi İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun da hakkını vererek kutlamak gerek.

6 Ekim…

İstanbul’un kurtuluşu…

Ne hikmetse 9 Eylül 1922’de İzmir’in düşmandan kurtulması Kurtuluş Savaşımızın son noktası olarak algılanır. Oysa o tarihte İstanbul halâ fiilen işgal altındadır. İzmir’den tam 13 ay sonra, 6 Ekim 1923’te işgalden ancak kurtulur İstanbul.

Fiilen 13 Kasım 1918’de başlayan İstanbul’un işgali, tam 4 yıl 10 ay 23 gün sürdükten sonra 6 Ekim 1923’de Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordunun Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle kente girmesi ile sonlanır.

4 yıl İstanbul’u elinde tutan, tarihin gördüğü en sömürgeci ülke olan İngiliz, savaşmadan işgal ettiği bu zengin tarihe, kültüre sahip, stratejik öneme haiz coğrafyadan tıpkı geldiği gibi çekip gitmiştir.

6 EKİM 1923 İSTANBUL'UN KURTULUŞU, KURTULUŞ SAVAŞININ DA SONU

Cumhuriyetimizin ilanından sadece 23 gün önce gerçekleşen İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun önemini daha yoğun hissetmek için gelinen süreci anımsamakta yarar görüyorum.

1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı’nın müttefikleri yenilgiyi kabul edip savaştan çekilince bağımsızlığı ilke edinmiş Türk Milleti de yenilmiş sayıldı. Bunu fırsat bilen İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak, 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa önlerine demirleyip, İstanbul'a girdi, fiili işgalleri 16 Mart 1920 günü de resmileşti.

"Geldikleri gibi giderler demişti Gazi Mustafa Kemal Paşa!"

İstanbul işgal altındayken, Kurtuluş Savaşı devam etmekteydi. Türk ordusunun İzmir'e girmesinden sonra Damat Ferit Paşa’nın 21 Eylül 1922'de ülkeden kaçmasının ardından Refet Paşa, 19 Ekim'de 100 kişilik bir kuvvetle Gülnihal Vapuru ile Mudanya'dan ayrılıp İstanbul'a geldi. Ardından "İstanbul Komutanı" sıfatıyla Selahattin Adil Paşa da 81. Alay ile İstanbul'a girdi.

24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, 23 Ağustos 1923'ten itibaren İtilaf kuvvetleri İstanbul'dan ayrılmaya başladı. Son İtilaf birliği 4 Ekim 1923'te Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak şehri terk ettikten sonra 6 Ekim 1923'te Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul'a girmesiyle yaklaşık 5 yıl süren işgal resmen sonlanmış oldu.

İngilizler ve müttefikleri savaşmadan işgal ettikleri İstanbul' dan yine savaşmadan Lozan Anlaşması koşulları gereği ayrılmışlardır.

6 Ekim öyle, yalnızca, “düşman gemileri Boğaz'da demirlemişti” diye algılanıp geçiştirilecek bir konu değildir. İstanbul’un her köşesinin düşman askerlerinin işgalinden kurtarıldığı, Samsun’da başlayıp yıllarca süren milli mücadelenin son adımıdır.

Bu yıl yanı 98. yılında da gereğini tam yapamamış olsak da 6 Ekim İstanbul’un kurtuluş günü ”nü önemseyelim, hakkıyla kutlayalım değerli dostlarım, okurlarım.

Bu vesile başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstanbul’un yeniden Türk’ün olmasında kahramanlıkları olan Rafet Paşa, Selahattin Adil Paşa, Şükrü Naili Paşa ile tüm şehit ve gazilerimize minnettarız. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.

Recep Ali Aksoylu / Küçüksu / 6 Ekim 2021