İSTANBUL (AA) Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Kenan Ateş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tuzun insan sağlığı için önemi ile aşırı tuz tüketiminin neden olduğu zararları anlattı.
Aşırı tuz tüketiminde kan basıncının yükseldiğini belirten Ateş, 'Tuzlu beslenmek hipertansiyon için en önemli risk faktörlerinden bir tanesi. Bunun dışında hem kan basıncını yükselterek hem de bağımsız etkiyle aynı zamanda kalp, damar ve böbrek hastalıklarına da yol açabiliyor. Bunun dışında bazı kanserlerle, tuzun ilişkisi var. Aşırı tuz tüketenlerde mide kanseri sıklığının artmış olduğu birçok çalışmada gösterilmiş. Bunun dışında kemikleri olumsuz yönde etkiliyor, kemik erimesi dediğimiz osteoporoz için bir risk faktörü. Özellikle dolaylı etkileriyle obezite, diyabet, astım gibi birçok hastalıkla tuz tüketimi arasında bir ilişki söz konusu.' diye konuştu
Ateş, Dünya Sağlık Örgütü'nün kişi başı günlük tuz tüketiminin 5 gramın altında olması gerektiğini tavsiye ettiğini belirtti.
Sağlık Bakanlığının 2011 yılından beri Türkiye'de Aşırı Tuz Tüketimini Azaltma Programı olduğunu hatırlatan Ateş, programın ikinci aşamasının uygulandığını, etkin olabilecek çalışmalar yapıldığını söyledi.
'Tuzdaki sodyum önemli'Prof. Dr. Kenan Ateş, tuzun içinde bulunan sodyumun yaşam için gerekli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
'Eğer sodyum vücutta aşırı derecede eksilirse vücudun birçok organ ve sistemi bundan olumsuz yönde etkilenir. Çünkü sodyum vücutta sıvı dengesinin ve kan basıncının düzenlenmesi, asitbaz dengesinin düzenlenmesi, sinir ve kas dokusu arasında sinyal iletimi gibi birçok vücut işlevi için gerekli olan bir madde. Vücutta sodyum eksildiği zaman kan basıncında düşme, tansiyon düşüklüğü, vücutta sıvı eksikliği, sinir sistemini etkileyen koma ve ölüme kadar gidebilecek ciddi sorunlar çıkabilir.'
Bu sorunlardan korunmak için 1,5 gramdan biraz fazla tuz tüketiminin yeterli olacağını ifade eden Ateş, sorunun aşırı tuz tüketiminden kaynaklandığını vurguladı.
Türk Nefroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Kenan Ateş, 'Tuzsuz hayat olmaz ama fazla tuzlu hayat da iyi bir şey değil. Tuz damak tadıyla ilgili. Tuz tüketimini bir anda azaltmak çok kolay değil. Çocuklukta edinilen alışkanlıkların sonraki yıllara taşınması önemli. Bu yüzden çocukluk çağında tuz tüketimini azaltmaya yönelik uygulamalar, bunun ileriki yaşlara da taşınması anlamında önemli. Bunun için okul kantinlerinde alınan bazı önlemler var.' ifadelerini kullandı.
Türk toplumunun tuzu, yemeğe eklenen sodyumdan aldığını anlatan Ateş, şöyle devam etti:
'Türkiye'de yapılmış bir araştırma var: 'Biz tuzu nereden alıyoruz?' Aslında Batılı toplumlar ağırlıklı olarak işlenmiş gıdalardan tuzu alıyorlar ama Türk toplumu öyle değil. Türk toplumu tuzu yemeğe eklenen sodyumdan alıyor. Özellikle evlerde, lokantalarda yemek pişirilirken atılan tuz önemli. Bir kişinin bir günlük tuz ihtiyacı 1,5 çay kaşığı kadardır.'