OECD - TÜRKİYE

40 ülkenin ekonomi, sosyal ve yönetim politikalarını geliştirmeleri için ortaklaşa araştırmalar ve çalışmalar yapan bir örgüt olan OECD yani İktisadi İş birliği ve Gelişme Teşkilatı verilerine şöyle bir göz atmak istedim. Türkiye’nin kurucusu olduğu bu organizasyon verilerinin oldukça önemli olduğu kanaatindeyim.

Zira uluslararası politikada bizim “dünya beşten büyüktür” diye bağırmamız bir şey ifade etmiyor çünkü uluslararası politikanın baz aldığı indikatörler çok daha farklı.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansının 2019 yıl sonu İnsani Gelişme İndeksinde ilk defa “çok yüksek insani gelişme” sıralamasına girdik! İyi haberi önce vereyim sonrasında okuyacaklarınız bir miktar moralinizi bozacak…

Aşağıda verdiğim bütün veriler OECD’nin Better Life Index sayfasından alıntıdır. Linke tıklayarak diğer verilere bakabilirsiniz.

Ben birkaç veriye baktım sizler içinde çevirip, yorumladım:

Örneğin OECD Dünya ortalama hane gelirlerinin oldukça altında kalan bir Türk hanesi söz konusu.

15-64 yaş arası nüfusun %52’si maaşlı bir işte çalışıyor ancak dünya ortalaması %68. Yani ortalamanın yaklaşık %16 altındayız.

Bu %52 şanslı nüfusa sormuşlar çalışma saatlerinizden memnun musunuz diye; cevap olarak %33’ü uzun ve insanlık dışı koşullar altında çalıştığını belirtmiş.

Şanslı %52’nin içine girip iş bulmak için malum bir üniversite diploması gerekiyor. Ancak Türkiye’de o diplomaya ulaşmak için yüksek öğrenime talep %39’da kalmış. 40 ülke içinde 39. olmuşuz. Yani adam akıllı bordrolu bir iş bulmak için diploma lazım, diploma alabilmek için para lazım, para kazanmak için uzun saatler insanlık dışı koşullarda çalışmak lazım. Tam bir kısır döngü değil mi?

Yine OECD programı olan her sene ülkemizde uygulanan PISA sınavının sonuçlarına baktığımızda ise OECD ortalaması 486 ama bizim çocuklarımız ortalama 456 ortalama yapmış. Burada her gelen bakanın sistemi değiştirmesini mi, el yazısı mı normal yazı mı diye 3 yaş grubu öğrenciye çektirdiğimiz işkenceyi mi, sınav sistemine uygun ezer yapan öğrencileri mi kime hesap soralım bilemedim. Takdir sizin.

Beni çok şaşırtan bir soru sorulmuş: Gece eve yalnız yürürken kendinizi güvende hissediyor musunuz?

Ülkenin %40.2’si evine yürürken kendini güvende hissetmiyormuş. Ama yeni yetkileriyle elinde silahla gezen ve hiçbir psikoteknik belgesi olmayan, eğitimsiz bekçilerimiz bizi koruyacak. Çok şükür.

Türk halkına hayatınızdan memnun musunuz demişler; sonuç 1-10 arasında ortalama 5.5 çıkmış. Ve beni hiç şaşırtmayan bir sonuç cinsiyet eşitsizliğinde 40 ülke arasında 39. olmamız oldu. İstanbul Anlaşmasını hala tartışan bir ülkeden zaten başka bir şey beklenemezdi.

Yorumlarınızı paylaşmaktan çekinmeyin, daha güzel bir geleceğimiz olması dileğiyle.