Üzerini betonlarla örttüğümüz topraktan açmaya yüz tutmuş çiçekler gibi evlerimizde bekliyoruz...

“Kriz küresel, mücadele ulusal.” Son bir aydır her birimizin en az 10 kere duyduğu bu kalıp aslında söylediğinden daha çok ima içeriyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında küreselleşen düzen bu virüsle beraber aslında küreselleşmenin o kadar da mantıklı bir fikir olmadığını ve her ülkenin üretim kapasitesini ve ekonomisini kendini baz alarak şekillendirmesi gerektiğini öğretti.

Enteresan bir dönemden geçiyoruz. Virüs genç, yaşlı, zengin, fakir demeden herkesi aramızdan alıyor. Cebinizde milyon liralar olsa bile sokağa çıkma yasağı olduğunda herkesle aynı şeyleri tüketiyorsunuz, veya virüs size geldiğinde herkesle aynı tedaviyi alıyorsunuz. Güneş batmayan (!) adanın başbakanı bile en nihayetinde bu hastalıktan muzdarip oldu. Ülkemizde de on binlerce kişi bu amansız virüsle cebelleşiyor. Genç arkadaşlarımın bu hastalık konusunda zaman zaman rehavete kapıldığını görüyorum. Bu hafta Ataşehir Belediye Meclis Üyesi Uğurcan Demir 27 yaşında bu amansız virüse karşı verdiği mücadelesinde hayatını kaybetti. Hastalık maalesef yaş dinlemiyor. Uğurcan Demir'e ve tüm hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, hastanelerde tedavi gören tüm hastalara acil şifalar diliyorum.

Son dönemde Prof. Dr. Ercüment Ovalı ismi popüler oldu. Ercüment Hoca ve kahramanları yaklaşık bir aydır laboratuvarlarında Covid-19 tedavisi arıyor. Dün gece Ercüment Hoca’dan ilk güzel haberi aldık. Dornaz Alfa’nın hastalığın tedavisinde etkili olduğunu bulan Ercüment Hoca ve kahramanlarını Türk milleti adına kutluyorum.

Bence biz Covid-19 sürecinde siyaseten sınıfta kaldık. Toplumsal mücadelenin en önem arz ettiği bu dönemde o partili, bu partili ve bir çok kırılmanın altında birbirimizle karşı karşıya geldik. Bunun en önemli noktası ise İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun toplumsal bir krizin ortasında “sorumluluk” alarak istifa ettiği gece yaşandı. Ak Partililer kendi içlerinde, muhalefet onlara karşı ve bazı “muhalifler” Süleyman Soylu’nun yanında konuşlandı. Bence böyle bir dönemde istifa edip ertesi gün geri gelmek Türk milletine karşı yapılmış bir ayıptır.

Maddi durumu iyi olanlar evinde kalıyor ama gündelik işlerde çalışarak yevmiye usulü rızkını kazananları düşünen çok az. Sosyal yardım veriliyor ama başvuru yerini bilen neredeyse yok. Sosyal yardımlaşma vakıflarının önünde metrelerce kuyruk var ama yardım yok. Maske bir yerlerde var ama almak için şifresi yok. Aması bol bir süreçten geçerken bazılarının kulakları önerilere tıkalı...

İktidar kendi yanında veya karşısında demeden gelen tüm akılcı önerileri dikkate almalıdır. Bu noktada İYİ Parti Lideri Sayın Meral Akşener’in kritik önerileri şiddetle dikkate alınmalı ve ivedilikle uygulanmalıdır. Çiftçiye, esnafa, işçiye acilen destek paketleri devreye alınmalı ve bilim kurulunun önerileri uygulamaya alınmalıdır.

Daha sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle…