25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü

“Kadın” ile ilgili tüm günler arkasında trajik hikayeler barındırır. 25 Kasım yine o trajik hikayelerden bir tanesi. Dominik Cumhuriyeti her zaman cumhuriyet değildi, Trujillo 1930 ile 1961 yılları arasında Dominik’te kök söktüren bir diktatör olarak meydana çıktı. Ancak bugün Trujillo’yu hatırlıyor olmamızın sebebi 25 Kasım’ın trajik hikayesi olan “Mirabal Kardeşler”. Patria, Minerva ve Maria Teresa Trujillo Diktatörlüğüne karşı direniyor ve bu konuda örgütlü çalışmalar yürütüyordu. 25 Kasım günü arabalarında polis kontrolü için durdurulduklarında şoförleri ile birlikte dövülüp, boğularak öldürüldüler. Bazı kaynaklara göre diktatörlük polisleri tarafından tecavüze de uğramışlardı. Bu acı olaydan bir yıl sonra Trujillo Diktatörlüğü Mirabal Kardeşler’in kurduğu Clandestine Hareketi’nin önemli katkıları ile yıkıldı.

Bu acı olay 1981 yılında Latin Amerikalı ve Karayipli Kadınlar Kongresinde “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” ilan edildi ve sonrasında 1999’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 25 Kasım tarihinin “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak anılması yönünde karar aldı.

Birleşmiş Milletler her 25 Kasım tarihinde çeşitli etkinlikler ile amacına uygun bir şekilde anılması için çaba sarf ediyor. Bu yıl yapılacak etkinliklere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Peki Türkiye’nin 2019 yılı “kadına şiddet” karnesi ne durumda?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 15 Kasım tarihinde verdiği bilgilere dayanarak bu yıl 299 kadının partner, eş, aile bireyleri tarafından öldürüldüğünü resmi kayıtlardan biliyoruz.

Yeni uygulamaya geçen KADES ile İçişleri Bakanlığı 8000 kadını şiddetten ve tehlikeli durumlardan kurtarmıştır. Bu tür çalışmaları önemsiyorum ve daha da yaygınlaşmasını diliyorum.

2019 yılında öldürülen kadın sayısının 2018’den fazla olduğunu ise üzülerek belirtiyorum.

Hal böyle iken kadına yönelik şiddete karşı her imkânın seferberliğe geçmesi gerekirken hala Şule Çet davasının kararını bekliyoruz ve İstanbul Sözleşmesini tartışıyoruz.

Nedir İstanbul Sözleşmesi?

İstanbul Sözleşmesi Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi tarafından kadına yönelik şiddete karşı önlemlerin alınması, gerekli kovuşturmaların yapılmasına yönelik detaylı bir uluslararası çalışma ürünüdür. 2011 yılında İstanbul’da imzaya açılan sözleşme 2014 yılında yürürlüğe girdi ve bizde sözleşmenin imzacı ülkelerinden biriyiz. Ancak bugün üzülerek takip ediyorum ki T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde İstanbul Sözleşmesi metnine erişim sağlayamıyoruz.

Dilerim ki hükümet, muhalefet, sivil toplum kuruluşları el ele vererek kadına yönelik şiddeti bir gün değil her gün önlemeye yönelik adımlar atar.