Tarih boyunca hayvanların insan yaşamı üzerinde pek çok alandaki etkileri bilinmektedir.Hayvanlar insanlar ile birlikte var olmuştur. İlkel çağlardan bugüne kadar insan ve hayvanların doğadaki birlikteliği boyut ve nitelik değiştirerek varlığını dini, ekonomik ve sosyal kazançlara dayandırarak sürdürmüştür. İlkel çağlardan bugüne süren süreçte hayvanlara atfedilen anlamlar, hayvanlara karşı tutumun ve bakış açısının belirleyicisi olmuştur. Hayvanlar başlarda insan yaşamının sürdürülebilmesi içi
Araştırmalar hayvan beslemenin ve hayvanlarla arkadaşlık etmenin insan sağlığına pek çok faydası olduğunu ve hatta hayvan sahibi olmanın, kalp krizine bağlı ölüm oranını azalttığını göstermiştir. Yine araştırmalar hayvanlarla ilgilenen, doğada çocukluk yaşantıları geçmiş olan bireylerin ileriki yaşamında, çocukluk yaşantısında bu davranışları göstermeyen kişilere kıyasla çevre sorunlarına karşı daha duyarlı olduklarını göstermiştir. Çevre bilinci arttıkça; hayvanları tanıma, hayvanlara karşı ilgiyi arttırma ile hayvanlara yönelik saldırganlık ve fobiler azalmaktadır.
Hayvanların çocuk psikolojik ve sosyal gelişimine etkisi de kanıtlanmıştır. Çocuklarda sorumluluk alma, kavrama yeteneği gelişmesi, spor yapma, empati kurma, sosyal uyum sağlama gibi konularda başarı sağladığı da araştırmalar tarafından gösterilmiştir. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde temel sorunları tedavi etmede veya otizmde de hayvanların terapötik yardımcılar olarak değeribüyüktür. Ergenlik döneminde hayvanlarla bağ kuran bireylerin benlik saygısı daha yüksek düzeyde olmaktadır.
Hayvan beslemenin yetişkinler üzerinde de olumlu etkileri görülmektedir. AIDS’li hastalarda kendine saygı ve umudunu yitirme konularında hayvan destekli terapilerden yararlanıldığında olumlu etkiler alındığı görülmüştür. Bunun yanında insan ve hayvan etkileşimi, cezaevi tutuklularının suç davranışları üzerindeki etkileri açısından incelendiğinde 48 tutuklunun yer aldığı araştırmada olumlu davranışsal ve psikososyal sonuçlar görülmüştür.
Yapılan başka bir araştırmada evcil hayvan sahibi 176 katılımcıdan oluşan bir örneklem ile gerçekleşmiş ve araştırma bulgularında bu kişilerin daha iyi zihinsel sağlık ve daha az fiziksel semptom gösterdikleri görülmüştür. Özellikle çocukluk ve gençlik dönemindeki olumlu etkilerinden bahsetsek de yaşlılar, akıl hastaları, engelliler üzerinde de köpek, kedi, çiftlik hayvanları, tavşan, balık, kuş gibi çeşitli hayvanları kapsayan terapi uygulamaları yapılmaktadır.
Hayvan insan etkileşimi sonucunda epinefrin ve norepinefrin gibi stresle ilişkili parametrelerin azaldığı, bağışıklık sistemi ve ağrı yönetiminin iyileştiği,diğer kişilere güvenin artması, saldırganlıkta azalma, gelişmiş empati olduğu araştırmalarla desteklenmiştir.
Tüm bu araştırmalar ışığında şunları diyebiliriz.
- Hayvanlar, insanlar için bir güven ve bağlanma kaynağı olarak hizmet eder. Özellikle evcil hayvanlar, sahiplerine koşulsuz sevgi sunar ve bu durum, insanların duygusal güvenlik duygusunu güçlendirebilir. Bu bağ, özellikle çocukluk döneminde gelişen duygusal bağlanma süreçleri için kritik olabilir.
- Hayvanlarla etkileşim, insanların empati yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Hayvanların ihtiyaçlarını ve duygularını anlamaya çalışmak, insanlara şefkat ve empati kazandırır. Bu durum, insanların diğer insanlarla olan ilişkilerini de olumlu yönde etkileyebilir.
- Hayvanlar, insan ruh sağlığını destekleyen birçok faktör sunar. Onlarla vakit geçirmek, neşe, mutluluk ve tatmin duygusu sağlayabilir. Bu da insanların genel ruhsal iyi oluşlarını artırır. Özellikle depresyon, anksiyete ve stres gibi ruhsal sağlık sorunları yaşayan bireyler için hayvanlarla etkileşim çok faydalı olabilir.
- Hayvanlar, özellikle yaşlılar ve yalnız yaşayan bireyler için önemli bir sosyal bağlantı kaynağıdır. Onlar, yalnızlık hissini hafifletebilir ve bireylerin günlük yaşamlarında bir amaç duygusu geliştirmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca, evcil hayvanlar sayesinde insanlar, diğer hayvan sahipleriyle tanışarak sosyal ağlarını genişletebilir.
- Hayvan bakımı, sahiplerine günlük sorumluluklar yükler. Bu sorumluluklar, insanların kendilerini daha düzenli ve odaklanmış hissetmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca, hayvanlarla ilgilenmek bireylere hayatlarında bir amaç duygusu kazandırabilir.
- Hayvanlar, psikolojik terapi ve rehabilitasyon süreçlerinde giderek daha fazla kullanılmaktadır. Örneğin, terapötik köpekler, anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi rahatsızlıkları olan bireylerle çalışmak için kullanılır. Bu hayvanlar, terapötik süreci destekleyerek bireylerin iyileşme süreçlerine katkıda bulunabilir.
- İnsanlar, doğayla ve hayvanlarla olan bağları sayesinde kendilerini daha bütünleşmiş hissedebilirler. Bu bağ, doğadan kopuk şehir yaşamı içinde bile, insanlara doğayla olan bağlantılarını sürdürme fırsatı sunar. Bu durum, psikolojik dengeyi ve ruhsal iyi oluşu destekler.
- Hayvanlarla yaşamak, insanlarda disiplin ve pozitif davranışları geliştirebilir. Özellikle çocuklar, bir hayvana bakmanın sorumluluklarını öğrenirken, aynı zamanda sabır, disiplin ve şefkat gibi önemli değerleri de kazanır.
Hayvanların insan psikolojisindeki yeri, yalnızca bireysel deneyimlerle sınırlı kalmaz; toplumsal olarak da hayvanlar, kültürel, sosyal ve duygusal yaşamın bir parçası olarak kabul edilir. Bu nedenle hayvanlar, sadece birer arkadaş ya da evcil hayvan değil, aynı zamanda insan psikolojisinin ve duygusal dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır.