Yaşam çizgimiz süresince pedagojik formasyona tabi olmadan eğitim ve gelişimimize katkısı olanlarda vardır. Bazılarını tanırız, biliriz ve onların farkındayız. Bazıları da biz farkında olmadan dağarcığımızı geliştirmemize katkısı olur. Bunlar bazen bir mesai arkadaşımız, yakınımız, dostumuz, alışveriş ettiğimiz bir yerin mensubu, hatta aracına bindiğimiz bir sürücü de olabilir. Hepsine müteşekkiriz.

24 KASIM’IN HAFTASINDA YAŞAMIN HER SAFHASINDA ELLERİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİMİZ

Endüstriyel toplumlarda firmaların pazarlama amaçlı oluşturdukları farkındalık günlerinin çok ötesinde değer bulan “Öğretmenler Günü” nü her yıl 24 Kasım’da kutluyoruz, 24-30 Kasım tarihleri arasındaki sürede de “Öğretmenler Haftası'nı…

Son yıllarda bende değer verdiğimiz kişi ve kurumlara her gün, her an duymamız, göstermemiz gereken sevgiyi yılda bir kez de taçlandırmamız fevkalade güzel bir davranış olduğunu düşünüyorum. Metropollerde yaşayanlar sevgilerinde, uslarında zerre kadar azlık olmasa da koşulların, hatta yaşamın kendisinin güçlüklerinden dolayı sevdiklerine sevgilerini sunabilmekten yoksunlar. Bu nedenle hiç olmazsa yılın belli günlerinde programlarını denkleştirerek sevgilerini sunabilme, ihmallerini telafi edebilme şansını yakalayabilmektedirler.

Öğretmenlik bir meslek, öğretmende öğretme işini görev edinen kişi… Kişinin tanım olarak öğretmen olabilmesi için öğretmen yetiştiren bir okulu bitirmesi, bu konudaki gerekli pedagojik formasyonu almış olması gerekiyor. Ancak yaşam çizgimiz süresince pedagojik formasyona tabi olmadan eğitim ve gelişimimize katkısı olanlarda vardır. Bazılarını tanırız, biliriz ve onların farkındayız. Bazıları da biz farkında olmadan dağarcığımızı geliştirmemize katkısı olur. Bunlar bazen bir mesai arkadaşımız, yakınımız, dostumuz, alışveriş ettiğimiz bir yerin mensubu, hatta aracına bindiğimiz bir sürücü de olabilir. Hepsine müteşekkiriz.

Her kesin olduğu gibi benimde isimlerini sıralayarak, her birini saygıyla anmak isteyeceğim üzerimde emeği olan, kendilerinden hem mesleki, hem de insanı değerler edindiğim öğretmenlerim var. Yüksek lisans öğrenciliğim döneminde Adel Faber kalemlerinin isim babası Adnan Ellialtı (rahmetli)’nın yanında Tahtakale’de 4,5 yıl çalıştım. İş başında, seyahatlerde, gün bitiminde; pazarı, hedef müşteriyi, zamanlamayı, ürün geliştirmeyi, müşteri geliştirmeyi ve beşeri ilişkileri, tekilayı tanımamda bana çok katkı sağladı.

Sonra Evyap Grubunda ve Sagra’da yüklediği rütbe ve sorumlulukların altından kolayca kalkabilmeme laf aralarında verdiği öğütlerle katkı sağlayan merhum Ergun Karagöz. Benzer konularda dahi alınacak kararların konjonktüre göre değişebileceği, maliyetleri düşürmede aslında en önemli tasarruf kaleminin karlılığı ve performansı artırmak olduğu kendisinden öğrendiklerimden ve uygulamaya özen gösterdiklerimden sadece bir kaçı.

Bir diğer eğitmenim İbrahim Arıkan (o da rahmetli oldu). Aslında o meslek olarak fizik öğretmeni. Ama bana temel eğitimini aldığım, başkalarına da öğreticisi olduğum “yönetim” konusunda örnek oldu. Hem de olgun dönemimde. Onun için Türkiye’de adı “çağdaş ve modern eğitim” kavramıyla birlikte anılan Sayın İbrahim ARIKAN da benim için 24 Kasımların baş öğretmenlerindendir.

Tabiî ki her biri doğal baş öğretmenim olan (hepimiz içinde aynı) Sevgili (merhum) Annem Aynur’un, babam Cevri’nin de haklarını teslim ederek ellerinden öpüyor, sağlıklı ömürler diliyorum.

Öğretmenlerimiz bizler için aile ortamından çıkıp toplumsal hayata ilk adımlarımızı attığımız ana okulundan itibaren yaşamımızın her safhasında hep yanı başımızda olan ebeveynlerimiz dışında muhatap olduğumuz sosyal otoritelerdir. Düşünce ve davranış biçimlerimizin olgunlaşmasında ebeveynlerimizin de önüne geçebildiklerinden tarih boyunca tüm toplumlar tarafından yüceltilmişlerdir. Bana bir harf öğretenin kölesi olurum ifadesi de bunun en belirgin örneğidir.

Atatürk yeni Türkiye'nin yaratılmasında öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Bilimi, gelişmeyi esas alan çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin, öğretimin yayılmasından, yaygınlaşmasından yanaydı ve cumhuriyetin ilanıyla birlikte yurdumuzun her yanına yeni okullar açılmaya başladı. 1928 yılında Arap harflerinin kaldırılıp yerine bugün kullanmakta olduğumuz Türk harflerinin kabulü sonrası okuma - yazmayı yaygınlaştırmak için okul çağı dışındaki yurttaşlara okuma - yazma öğreten “Millet Mektepleri” ni açtırdı. Bu okullarda yazı tahtasının başına geçerek kendisi de bizzat dersler verdi.

24 Kasım, 11 Kasım 1928 günü Bakanlar Kurulunun Ata'ya Başöğretmenlik sıfatını vermesinden sonra Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. Başöğretmenimizin “ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir” dediği öğretmenleri olarak, O’nun 100. doğum yıldönümü olan 1981 yılından itibaren de her yıl 24 Kasım’ı Öğretmenler Günü olarak kutlamaktayız.

Daha sonraki yıllarda tek günlük programı geliştirilerek 24-30 Kasım tarihleri arasındaki süreyi “Öğretmenler Haftası” olarak kutlamaya başladık. Hafta boyunca da öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenlerin önemini kavratmak, öğretmenlerimize kamunun, kurumların ve bireylerin verdiği değeri belirtmek, onları onurlandırmak amacıyla etkinlikler düzenlenmektedir. Bu sayede de öğretmenleri ve öğretmenliği toplumun gündeminde tutmak mümkün olmakta, gençlere öğretmenlik mesleğini tanıtmak ve benimsetmek için ayrı bir önem kazanmaktadır.

Bu vesile ile yaşamımızın her safhasında bizlere değerler kazandıran tüm eğiticilerimizin, halen öğretmenlik mesleğini icra eden ve emekli olan aile fertlerimin, arkadaşlarımın Öğretmenleri Gününü kutluyor, selam ve sevgilerimi arz ediyorum.

Recep Ali Aksoylu

[email protected]