Yeditepe Üniversitesinden yapılan açıklamada, Merve Öz'ün, çocukların ders çalışırken yemek yeme alışkanlığıyla ilgili değerlendirmesine yer verildi. Ders çalışırken yemek yeme alışkanlığının oluşmasının uzun dönemde duygusal yemeyi tetiklediğini belirten Öz, duygusal yemede çocuğun aç olduğu için değil, sadece ders çalışmayı zevkli hale getirmek için yemek yediğini kaydetti. Oturarak çalışmanın getirdiği hareketsizlikle, ders çalışırken yenilen atıştırmalıklardan gelen fazla kalori sonucunda obezite riskinin de arttığına dikkati çeken Merve Öz, şunları kaydetti: "Ayrıca duygusal açlık nedeniyle çocuk çözemediği bir problemin yarattığı stresi, bir parça meyve alarak ya da birkaç ceviz yiyerek bastırıyor. Duygusal yemeyi bu sayede öğrenerek ders çalışma haricindeki diğer stres yaratan alanlara da bu alışkanlığı ekliyor. Çocukların metabolizması fazla çalıştığı için bu dönemde obezite ile yüz yüze kalmasa bile hayatının diğer noktalarında, yaşın artışıyla yavaşlayan metabolizma obeziteyi su üstüne çıkabiliyor." Yemek yeme davranışlarının küçük yaştan başladığını hatırlatan Öz, sebze tüketilmesi, sadece yemek masasında yemek yenmesi ve kahvaltı gibi davranışların çocuk yaşta öğretilmesi gerektiğini kaydetti. Merve Öz, masasında yiyecek olmadan çalışamayan çocuklar için bu davranıştan vazgeçene kadar salatalık, marul, havuç gibi su oranı yüksek yiyeceklerin verilebileceğini dile getirerek, "Çocuğunuzun 40-45 dakika çalıştıktan sonra ara vermesini isteyebilirsiniz. Ara verdiğinde istediği yiyeceği yemesine izin verebilirsiniz. Su içme alışkanlığı çok zor oluşuyor. Su içme alışkanlığını kazanabilmesi adına çocuğunuzun çalışma masasında mutlaka su şişesi olmalıdır." değerlendirmesini yaptı.