TÜİK’IN NÜFUS VERİLERİNDEN ANLADIĞIMIZ

31 Aralık 2021 itibariyle veriler, özellikle enflasyona dair rakamları gerçeklikten uzak bulunan TÜİK’in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre yayınladığı, geçtiğimiz haftalarda medyada da paylaşılan rakamlar.

Ben sadece bu rakamları okumak, çıkardığım sonuçlardan bazılarını paylaşmak istedim.

1. Türkiye’nin nüfusu 2021'de bir önceki yıla göre 1 milyon 65 bin 911 kişi artarak (% 1,27) 84 milyon 680 bin 273 kişiye ulaştı.

2. Bu nüfusun içinde, bir önceki yıla göre 458 bin 626 kişi artarak 1 milyon 792 bin 36 kişi ulaşan ülkemizde ikamet eden yabancı nüfus var. 9 milyona varan kaçak veya mülteci Suriyeliler, Afganlar vs burada gözükmemekte.

3. Şimdilik kayıtlı nüfusun % 2,1 i ikameti olan yabancılar. Şimdilik çünkü kayıtsızlar bile dikkate alınmadan bir yıllık değişim oranlarını dikkate aldığımızda çok yakın zaman diliminde demografik yapımızın büsbütün değişeceği, bozulacağı ortada.

4. Şöyle ki vatandaşlarımızın sayısı yılda yüzde 0,74 oranında artarken (82280 den 82888’e) yabancıların artışı % 34 ,9 gibi afaki bir oranda. Bir önceki yıla göre sayıları 458 bin artışla 1 milyon 333 binden 1 milyon 792 bine çıkmış. TÜİK verileri bunlar ve dehşet ürkütüyor.

5. Ülkemizdeki kayıtlı yabancıların kadın erkek oranının az da olsa kadın lehine olmasını da okumak lazım. Yabancılar olmadan neredeyse iki cinsin oranları eşit (49,93 ve 50,07 %)

6. Pandemide köye dönüş başladı gibi oluşmaya başlamış algı TÜİK’e göre yanlış. 2020’de il ve ilçelerde oturan nüfus genelin % 93’ü iken 2021’de nu oran % 93,2’ye çıkmış.

7. Aynı şekilde İstanbul’dan da kaçış yok, az da olsa oransal artış var. Bir yıl önceye göre nüfus % 2,45 artmış, bununda orana yansıması % 18,49’dan % 18,71’e çıkılmış olması.

8. Bölge olarak Doğu Karadeniz’i ele aldım. 6 vilayetin toplamda nüfusu % 0,57 oranında, yanı 22.228 kişi artmış. İki komşu vilayet Samsun ve Ordu’da ortalamalardan çok uzakta oranlar var. Ordu’da bir önceki yıla göre nüfus 528 azalırken Samsun’da % 1,12’ye tekabül eden 15.192 kişilik artış var. Ve küçükte olsa bölgede Erkek nüfusu daha fazla. (Gurbet faktörü kalmadı gibi)

9. Ortalama yaş’ın her yıl düzenli olarak arttığını biliyoruz. Ortanca yaş kavramı ise tüm yaşların ortalama ağırlığı. Doğum oranları düşük seyredince, ortalama ömürde artmaya devam ettiğinden bir yıl önce 32,7 olan Türkiye’nin ortanca yaşı 2021 sonunda % 1,22’lik artışla 33,1 olmuş. Uzun yaşama rakamlarında olduğu gibi Ortanca yaşta da kadınların ortalaması daha yüksek. % 33,8 Kadın, % 32,4 Erkek.

10. İllere göre ortanca yaş verileri inanılır gibi değil. Sinop, Kastamonu, Giresun gibi illerde 41 yaşın üzerinde olan ortanca yaş, Urfa, Şırnak ve Siirt’te ortalama 21-22 yaşa düşüyor. Nerdeyse yarı yarıya. Üç açıdan okuyabiliriz. Bu illerde yaşam süreleri hala çok kısa, doğum – nüfus artış oranları aşırı yüksek veya resmi kayıtlar sağlıklı değil.

11. Çalışma Çağında ki Nüfus…

a. Bir önceki yıla göre 0-14 yaş aralığında ki nüfusumuz % 26,4’den % 22,4e düşmüş. Çok şey ifade ediyor.

b. Çalışma Çağı Dışı Nüfus olarak kabul edilen 65 yaş üzerindeki nüfusta % 7,1’den % 9,7’ye yükselmiş. Yaşlanıyoruz! 65 yaş üzeri üretim dişi mi?

c. Ve toplam nüfusun üçte ikisini oluşturan 15-64 yaş aralığında ki üreten grup. Çalışanın, öğrencinin de dahil olduğu bu grubun oranı da 2020’ye göre % 66,5’dan % 67,9’a çıkmış durumda.

12. Ekonomik olarak aktif olan birey başına düşen çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı da yüzde 33,7'den, yüzde 33'e gerilerken, çalışan birey başına düşen yaşlı birey sayısını ölçen yaşlı bağımlılık oranı ise yüzde 14,1'den yüzde 14,3'e yükselmiş. Diğer bir ifadeyle, Türkiye'de 2021 yılında, çalışma çağındaki her 100 kişi, 33 çocuğa ve 14,3 yaşlıya bakmaktadır.

Bu rakamları, oranları çok daha farklı açılardan da ele almak, yorumlamak pekala mümkün. İleriye dönük projeksiyon yapacaklara, karar – seçim sürecinde olanlara sanırım bu kadarı da yeter.

Recep Ali Aksoylu