Biz psikologlar danışanlarımızla yaptığımız birçok seansta “çok stresliyim, bu stres bir süre sonra öfke patlamalarına dönüşüyor” gibi fazlaca cümleler duymaktayız.
Yoğun iş temposu, maddi sorunlar, zamanın yetmeyişi, mesleki tatminsizlik ve benzeri bir çok konuda insanların stresli bir yaşam tarzına sahip olmaları psikolojik olarak kendilerini etkilemektedir.
Ortadan kaldırılmayan stres faktörlerinden her biri, geçen her günün ardından katlanarak artmakta ve içinden çıkılamaz bir hal almaya devam edebilmektedir. Yapılan birçok araştırmaya göre stres faktörlerinin bir süre sonra fiziksel sorunları da beraberinde getirdiği görülmektedir. Bunların başında yoğun baş ağrıları, mide rahatsızlıkları, bel ve boyun ağrıları gelmektedir. Oysa iş bu durumlara gelmeden stres faktörlerini ortadan kaldırmak adına birçok yöntem ve program bulunduğunu hatırlatmak isteriz.
Daha düzenli ve yöntemli bir yaşam tarzı, sıralama yapabilme yeteneği geliştirme, stresle baş etmede kullanılan başlıca tekniklerdir. Psikoteröpatik destekle de insanların bu tarz sorunları başarıyla yendikleri tarafımızdan gözlenmektedir. Sorunların ertelenmesi ya da başka zaman bırakılması, evdeki tozun halıların altına süpürülmesinden farklı değildir.
Sorunların çözülerek hayata devam edilmesi huzurlu ve daha az gergin bir ortamı da beraberinde getirecektir. Büyükşehirlerde yaşayan insanların daha az nüfuslu yerlerde yaşayanlara oranla daha fazla stresli olduğu yine yapılan araştırmalarda tespit edilen sonuçlardandır. Dolayısıyla Büyükşehirlerde yaşayan insanların yoğun koşuşturmacaların ardından kendilerine ayırdıkları süreler oldukça kısadır.
Sosyal aktivite ve eylemlerin azlığı bu kişileri robotlaştırmakta ve monoton bir yaşamın eziyetini çekmeye mecbur bırakmaktadır. Hafta sonları yapılacak olan bir spor aktivitesiyle bile yeni haftaya keyifle başlanılabilir. Tüm bunlardan sonra stresle boğuşmak yerine, asgari düzeye indirilecek stres faktörlerinden nasıl kurtulabileceği yönünde stratejiler geliştirmek daha sağlıklı olmayı da beraberinde getirecektir.