18. yüzyılda Birleşik Krallık’ta başlayan ilk Sanayi Devrimi’nden bugüne kadar gelişen süreçte buhar gücü ile çalışan mekanik sistemlerden jet motorlarının üç boyutlu yazıcılardan çıktı alındığı bir teknolojiye evrimini görüyoruz. Her sanayi (d)evrimi bir sonrakinin öncüsü olmuştur. Sanayi Devrimi, ilk olarak Birleşik Krallık’ta ortaya çıkmış, ardından Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya’ya sıçramış ardından bütün dünyaya yayılmıştır. Sanayi devrimlerini gerçekleştiren ve üretimi elinde tutan ülkelerde bankacılık ve finans sistemi diğer ülkelere göre çok fazla gelişim göstermiştir.
Ekonomi, yaşam şekli, refah seviyesi ve birçok açıdan üstünlük sağlayan üretimi elinde bulundurma imkânı zamanla az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde de gelişme göstermeye başladı.
Her ne kadar teknoloji transferi olsa da gelişmiş ülkeler bu gelişmişlik makasının kapanmasına izin vermemişlerdir! Her zaman en iyi teknolojiyi üretip az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere pazarlamışlardır.
Sanayi 4.0
4. Endüstri Devrimi ya da “4. Sanayi Devrimi” terimi ilk olarak 2011 yılında Almanya Hannover Fuarı’nda kullanıldı. Alman Hükümeti üretimi Almanya’da tutmak için üniversite ve çalışma grupları işbirliği ile Almanya’nın rekabet üstünlüklerini devam ettirebilmek amacıyla bazı stratejiler geliştirmişlerdir. Endüstri 4.0 da bu stratejilerden birinin adıdır. Üretim, işgücü maliyeti düşük ve üretimi fazla olan pazarlara kaymaktadır. Sanayi 4.0 ile bu durumu tersine çevirmek için üretimi kalifiye işgücü ve otomasyon yatırımı yapan ülkelere kaydırmak hedeflenmektedir.
Bundan önceki 3 sanayi devrimi buhar gücü ile çalışan makinalar, elektriğin üretime girmesi ve robotlu otomasyon akımı olarak gelişim göstermiştir. Günümüzde ise dijital teknolojilerin baş döndürücü hızla gelişmesi 4. sanayi devrimini tetiklemiştir. Her iki yılda bir dijital teknolojilerde kullanılan data hacmi 0 büyümekte, dijital yatırımların marka değerleri süratle değer kazanmaktadır. 4. Sanayi (d)evriminde mekanik sistemler ile dijital teknolojilerin kaynaşacağı bir dönem olacak. Bu dönemde bilişim teknolojileri ve yapay zeka ön plana çıkacak. İnsanlar ve makineler (yapay zeka) bir arada çalışacak. Düşük beceri gerektiren işlerin neredeyse tamamının otomasyonla üretildiği bu yeni süreci oluşturan parçaları özetleyecek olursak;
• Nesnelerin İnterneti
• Bulut Bilişim
• Büyük Veri & Analiz
• Yatay ve Dikey Yazılım Entegrasyonu
• Siber Güvenlik
• Simülasyon
• Akıllı Robotlar
• Zenginleştirilmiş gerçeklik
• 3 Boyutlu Yazıcılar
4. sanayi devrimi ne üretildiğinden ziyade nasıl üretildiği, yukarıdaki başlıklardan hangisi kullanarak akıllı üretim sistemlerini kullanmaktır. Akıllı üretim sistemlerinin kullanımdan bahsedersek eğer sadece birinden söz etmek yetersiz kalır. Nesnelerin birbirleri ile sürekli haberleştiği, aynı ortak ağı kullandıkları, sensörlerin verdiği uyarıların yapay zekâ tarafından işlenerek başka bir birimi harekete geçirdiği bir yapıdan söz edebiliriz. Çok sayıda fazla cihazın aynı ağı kullanmasından dolayı IP Protokol sistemleri gelişmek zorunda kalacaktır. Veri hacminin büyümesi ile Siber Güvenlik konusu daha çok önem kazanacaktır.
Nesnelerin İnterneti
Nesnelerin İnternet’i açısından, nesne kavramı oldukça geniş bir anlama sahiptir. Her türlü izleme cihazları, sensörler, biochipler veya erişim düzenekleri nesne olarak nitelendirilmektedir. Tüm nesneler dünyanın en her yerinden erişilebilinecek ağa bağlı olduğunu düşünebiliriz. Her akıllı nesne ağ üzerinde birbirinden bağımsız adlara sahiptir. Nesnelerin İnterneti teknolojisini hayatımızın birçok alanında görmeye başlayacağız;
• Akıllı Şehir Uygulamaları
• Akıllı Ev Uygulamaları
• Akıllı Ofis Uygulamaları
• Akıllı Çevre Uygulamaları
• Akıllı Medikal Uygulamaları
• Akıllı Tedarik Uygulamaları
• Akıllı Tarım ve Hayvancılık Uygulamaları vb..
Yeni dönemde her ne kadar düşük beceri gerektiren işlerde istihdam azalsa da nitelikli insan kaynağı daha fazla önem kazanacaktır. Enerjide dışa bağımlı ve yüksek teknoloji ihracatı düşük olan ülkemiz için bu değişimi yakalamak ve uyum sağlamak olmazsa olmazdır. Bunu başarmak için Ar-Ge kültürü kazanmış, inovatif düşünen ve fikir üreten toplumun bireyleri olmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde küresel rekabette söz sahibi olabiliriz.