Ülkemizin önde gelen iş insanlarından Sakıp Sabancı’ya mikrofon uzatıldığında kendilerinden daha da önemli EKİL İnşaat A.Ş.’nin olduğunu ve çoğalmalarını gerektiği beyanında bulunmuştu.

Sorumluluk imar ve inşaat izni verenlerdedir!
Ülkemizde son dönemde artan, deprem ve seller sonucunda yıkılan binaların nedenini EKİL İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Ekşi; “Müteahhit firmaların sorumluluğundan önce belediyelerin, dere yataklarını imara açmalarıdır. Dere kenarlarına verilen imara göre projeyi tasdik etmelerinden kaynaklı hafriyat temel ve temel üstü ruhsatı vermeleri ve bina inşaatı bitirildikten sonra bu binada oturulabilir diye yapı kullanım izin belgesi(iskan) düzenlenmesinden belediyeler ve merkezi idare sorumludur. Kastamonu’da, Rize’de ve diğer illerimizde çöken binaların nedeni yukarıda saydığımız suçları işleyerek müteahhit firmaların kanunsuzluğa sevk eden idarelerdir.” Olarak açıklıyor.

Öncelik deprem riski binalar olmalı, Kanal İstanbul olmamalı
Ekşi açıklamasının devamında; “1999 Depreminin üzerinden 22 yıl geçtiği halde % 66 ortalama ile her an yaşanacağı beklenen şiddetli depremle ilgili İstanbul’un kentsel dönüşümüne dair gerek merkezi gerekse yerel yönetimler tarafından tedbir alınmazken, konut yaş stoklarının oldukça eski olmasına rağmen AK Parti’nin merkezi hükümet olarak Kanal İstanbul ile ilgili çalışmaları başlatmış olması tam bir faciadır.” Dedi.

Belediyeler riskli alanlarda inşaat izni vermemelidir
Bununla birlikte deprem ve afet bölgelerinde yaşamakta olan halkımızın öncesinden kaçak, mühendislik hizmeti almadan yapmış olduğu gecekondu v.b. konutlara imar barışı ile elektrik, su, doğalgaz v.s. bağlanıp oturma müsaadesi verilip halkımızın bu binalarda yaşaması ile olası olumsuzluklar (deprem ve seller) üzerinden ölüme terk edilmesi tam bir cinayettir.

Müteahhit firmaların yukarıdan beri anlata geldiğimiz ve birçoğunu da anlatamadığımız idarelerin husule getirdiği istenmeyenlere rağmen, yasa gereği bilirkişilik sıfatları bulunduğundan uygun olmayan yerlerde ve uygun olmayan projeler ve malzemelerle inşaat yapmaya zorlanmaları mümkün değildir.

Denetimler arttırılmalı ve kurallarına uygun yapılmalıdır
Çünkü müteahhitlerin bilirkişilik sıfatları vardır. Ancak ve ancak idare veya mülki amirin yaşanabilecek istenmeyenlerle ilgili deruhteyi mesuliyeti(Sorumluluk almayı sevmek, sorumluluk almayı kabul etmek) kabul etmeleri halinde müteahhit firmanın işi yapma zorunluluğu doğar. Aksi takdirde doğabilecek olumsuzluklarla ilgili sorumluluk kabul edilmediğinde müteahhit firmaya şartlara uygun olmayan bir binanın yaptırılması mümkün değildir.

Belediye düzenlediği izin ve belgelerle müteahhiti suça teşvik etmiştir
Ekrem Ekşi konuşmasını şu ifadelerle tamamladı; “Kastamonu’da çöken binanın müteahhidi tutuklanıp, mal varlığına el konulmuş olması düşündürücüdür. Şöyle ki; binanın dere yatağına yapılması için imar durumunu veren, imar durumuna göre projeyi onaylayan, temel ve temel üstü ruhsatı ve binada oturulabilir diye yapı kullanılma izin belgesini veren belediye düzenlediği belgelerle müteahhit suç işlemeye teşvik edilmiştir.”