İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, University of London King’s College’deki yüksek lisans eğitiminde aromaterapi ve fitoterapiyi kapsayan alternatif tedavi dersleri alan Kayhan; son günlerde Türkiye’deki ‘Uyuz Salgını’ vakaları üzerine yöntemler sundu.

Uyuzdan korunmak için; “Karanfil, palmarosa, okaliptüs ve neem (tesbih ağacı) yağları binlerce yıldır kadim öğretilerde yer aldığı üzere uyuz ve benzeri bulaşıcı hastalıkları önceleyici olarak kullanılmıştır. Koruyucu sağlık adına; bu dört uçucu yağ, uyuzdan korurken, farklı çalışmalar ile bakteri ve virüs gibi patojenler üzerinde de etkili oluyor. Böylece bir taşla, birkaç kuş vuruluyor. Özellikle okul çağındaki çocukları, hem toplu alanda bu tarz bulaşıcı hastalıklardan korunması, korunurken de daha konsantre ve daha dikkatli olabilmeleri için; bergamot, nane, nioli uçucu yağlarının limbik sistemi (duygu merkezi) de pozitif etkilemesi için kullanılıyor. Çünkü uçucu yağları kokladığımızda beyin frekansları aktive oluyor. Özellikle an’da kalma ve öğrenme frekansı olarak da bilinen alfa frekansını aktive eden bu yağlardan, çocuklar gibi şen ve pozitif kalmak isteyen herkes yararlanabilir. Hem rahat olduğumuz, hem de huzurla öğrenebildiğimiz alfa frekansı kadar, uykuya geçiş ve iyileşme frekansı olarak da bilinen teta’da da etkili olan; lavanta ve vetiver uçucu yağları sağlıklı bir uyku için etkilidir. Nane uçucu yağının, spor yapanlarda ve ağırlık kaldıranlarda performansı ve spor sürresini arttığını gösteren çalışmalar; günlük yaşamda her alanda hem fiziksel enerji, hem ruhsal denge, hem de hastalıklardan koruyucu olarak hayatımızda yer alabilir. En ilginci, bu uçucu yağların bazı çok bilindik ilaçlardan daha koruyucu olduğunu; bugün bilim, etki mekanizmaları ile açıklayabiliyor. Ayrıca, doğru uçucu yağlar, doğru dozlarda, doğru kişiler tarafından sunulduğunda; hem yan etkisiz, hem de bütüncül şifa sunuyor” dedi.

ÖDÜLLÜ YARIŞMA
Bugün, bu tespitlerin ispatının bilimsel literatürlerle de yapılmış olduğuna, eğitime katılan hekim ve eczacılar tanık olurken, verimli bir eğitim organizasyonu gerçekleştirildi. Bu seminerlerin, farkındalık yaymak için olduğunu ve önümüzdeki günlerde Gaziantep, Kayseri, Ankara, Isparta ve bir çok ilde devam edeceğini açıkladı. Kayhan, aromaterapinin kurucusu sayılan Gattefossé Vakfı’nın ‘Tıbbı Aromaterepi’yi klinik ortamda kullananlar için (hastane, tıp merkezleri, muayenehaneler) ödüllü bir yarışma düzenlediğinden bahsederken; bu yarışmaya bir gün Türkiye’deki klinisyenlerin de katılmasını arzu ettiğini dile getirdi.