Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, “Kar yağışının havada asılı mikropları da içeren partikülleri zemine indirdiği, aşırı soğukların mikropların çoğalmasını engellediği bilinen bir gerçek. Ancak özellikle 4 derece civarında soğuk havalar virüslerin uzun süre açık havada kendilerini koruyabilmeleri ve insanlarda salgınlara yol açmaları için ideal ortamı sağlamaktadır. Soğuk havaların üst solunum yollarında yaptığı tahriş ve kanlanma azalması bu duruma ayrıca katkı sağlamaktadır” dedi.

MİKROPLAR KAPALI ALANLARDA ÇOĞALIYOR

“Kar yağışı ve soğukların mikroorganizmaların yaşamasını engelleyici ve dirençlerini kırıcı etkileri vardır” diyen Prof. Dr. Ali Kutlu, “Fakat soğuk havaların insan vücut direncini kırıcı ve bağışıklık sistemini zayıflatıcı etkileri ön plana çıkar. Bu nedenle kış aylarında solunum yolu enfeksiyonları ve grip gibi hastalıklarda artış görülür. Ayrıca kapalı mekânlarda dışarıdaki soğuk havanın mikroorganizmalar üzerinde olumsuz etkisi olmaz. Buralarda mikroplar çoğalarak yaşamaya ve hastalık oluşturmaya devam eder. Üstelik soğuk havalarda insanlar daha çok kalabalıklar halinde kapalı mekânlarda vakit geçirirler. Kapalı ve havalanması olmayan ortamda hastalık taşıyan mikroorganizmaların ortamda yayılması ve hastalıkların bulaşması çok kolay olur. Soğuk iklimlerdeki insanların daha az hasta olduğu söylenir. Bu çeşit iklimlerde yaşayan insanların soğuk havaya vücut dirençlerinin alışmış olmasından kaynaklanabilir. Sonuç olarak kar yağışında mikropları kırıldığı inancına çok da bel bağlamamak gerekir” diye konuştu.

KORUYUCU MASKE KULLANMAK ŞART

Soğuk havaların özellikle kalp ve akciğer hastalarının sağlıklarını olumsuz etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Ali Kutlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kış mevsiminde en sık karşılaştığımız hastalıkların başında soğuk algınlığı, nezle, grip, sinüzit gibi üst solunum yolları enfeksiyonları ve zatürre, bronşit gibi alt solunum yollarını etkileyen KOAH ve astım ataklarına yol açan enfeksiyonlar gelmektedir. Gribal hastalıklar (influenza virüsü) genellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başına kadar olan dönemde daha sık görülür ve salgınlara yol açar. Akciğer ve kalp hastalıkları olan bireylerin gribal salgın dönemlerinde toplu ulaşım, kapalı alışveriş merkezleri, kahvehane ve zorunlu olmadıkça hastane gibi kalabalık insan topluluklarının bulunduğu mekânlardan uzak durmaları mümkünse koruyucu maske kullanmaları ve sık sık el yıkamaları, üst solunum yollarını gargara yaparak temiz tutmaları önemlidir. Kışın dış ile iç ortamdaki hava kirliliği artışıyla birlikte havadaki toksik gazlar ve partikül sayısının çoğalması KOAH ve astım hastalarını olumsuz etkileyerek şikayetlerinin artmasına, ataklara yol açabilir. Astım hastaları kış aylarında şiddetli ataklar yaşayabilir. Bunun en önemli nedeni ise yeterince ısıtılamayan soğuk havanın, hava yollarında daralmaya neden olarak şiddetli öksürük, hırıltı ile nefes darlığına yol açmasıdır. Aynı zamanda kış aylarında artan gribal enfeksiyonlar astım ve KOAH ataklarının en sık sebepleridir. Kışın sıklıkla hava kirliliği sabah erken saatlerde ve akşamüstü daha belirgindir. Kirliliğin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı, çıkmak zorunda kalınıyorsa atkı veya maske kullanılmalıdır”

KALP HASTALARI SOĞUKTAN KAÇINSIN

Prof. Dr. Ali Kutlu, “Her bünyenin soğuk havaya verdiği cevap farklıdır. Yaş, fiziki durum, altta yatan kronik hastalıkların (kalp, akciğer, diyabet ve felç gibi) derecesi soğuğa karşı verilen cevabı etkilemektedir. Soğukta vücudumuzun verdiği ilk tepki ciltte ve uç damarlarda büzüşmedir. Bu sayede ciltten ısı kaybı önlenir ve sıcak kan hayati organlara gider. Fakat bu durum tansiyon yükselmesi, kalbin iş yükünün artmasına, koroner arterlerin büzüşmesine ve kanda pıhtılaşmanın kolaylaşmasına yol açar. Şeker hastaları için bu durum özellikle ayaklarda ciddi hasara ve hatta doku ölümüne yol açabilir. Soğuk havalarda kan basıncında ve kalbin iş yükünde ve kalp atım sayısında artış meydana geleceğinden göğüs ağrısı, kalp krizi ve ani ölümlerin görülme riski artmaktadır. Aynı zamanda kalp yetmezliği olan hastaların durumları kötüleşir. Özellikle kalp damar hastalarının soğuk ve rüzgara önden direk maruz kalmamaları, soğuk havada egzersizden kaçınmaları çok önemlidir. Özellikle gebeler, 65 yaş üstündekiler, 5 yaş altındakiler (6 aydan büyük), akciğer, kalp hastalığı olanlar, böbrek, karaciğer yetmezliği olanlar, kanser, diyabet gibi hastalıklar veya ilaçlar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, organ nakli yapılanlar gribi daha ağır geçirdikleri için grip aşısı olmalıdırlar. Grip aşısının her yıl Ekim-Aralık ayında yaptırılması gerekmektedir. Ancak risk grubundaki kişiler, daha önce yaptırmadılarsa Mart ayına kadar aşıyı yaptırabilirler” dedi.