İZMİR (AA) Alternatif tatil seçenekleri arasındaki karavan turizmi, son yıllarda şehir hayatından uzaklaşmak ve doğa ile iç içe zaman geçirmek isteyenlerin talebiyle hızla gelişiyor.

Yeni tip koronavirüs (Kovid19) salgını süreciyle karavanlara ilgi gösteren çok sayıda kişi, satın alma ya da kiralama yoluyla bu tatil seçeneğini değerlendiriyor.

Karavanlar bir aracın arkasına sabitlenerek çekilen çekme karavan ya da motorlu bir aracın değiştirilmesiyle oluşan motokaravan olmak üzere ikiye ayrılıyor.

Çekme karavanların fiyatları donanımına göre 60 bin ila 90 bin lira arasında değişiyor. Motokaravanlarda ise 100 bin liradan 400 bin liraya kadar seçenekler bulunuyor.

Kiralama yoluna gitmeyi tercih eden tatilciler, son dönemde sayıları artan kiralama şirketleri aracılığıyla karavanlara donanımlarına göre günlük 400 ila 600 lira kira ödüyor.

Karavan kiralama şirketleri daha çok İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Sakarya gibi kentlerde hizmet veriyor.

Sahiller, yaylalar ve Kapadokya

Türkiye'de tatilcilerin son yıllarda karavan turizmine ilgisinin artmasının ardından birçok firma yerli karavan yapmaya başladı.

Güney Marmara, Ege ve Akdeniz'deki sahil bandında 100'e yakın karavan kampı bulunuyor. Kampların büyük çoğunluğu Muğla'nın Datça, Akyaka, Marmaris ve Akbük gibi önemli turizm merkezlerinde yer alıyor. İzmir'de Menderes ilçesi Özdere Mahallesi ve Bolu Yedigöller'deki karavan parkları da yoğun talep görüyor.

Tatillerini karavanda geçirmek isteyenlerin tercih ettiği rotaların başında ise Ege ve Akdeniz kıyıları geliyor.

Karavanla tatilin en gözde rotası ise Bodrum'dan başlayarak Ören, Akyaya, Marmaris, Köyceğiz, Dalyan, Sarıgerme, Göcek, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike, Kemer, Antalya, Belek, Manavgat, Anamur, Silifke ve Mersin'deki karavan kamplarını kapsıyor.

Tatillerini karavanıyla Kuzey Ege kıyılarında geçirmek isteyen tatilciler ise Foça, Çandarlı, Altınova, Ayvalık, Gömeç, Burhaniye, Ören, Altınoluk, Asos'taki kamplarda konaklamayı tercih ediyor.

Tatilini Karadeniz Bölgesi'nde geçirmek isteyenlerin tercihi ise Bartın'dan başlayan Gürcistan'da sona eren sahil bandındaki kentler ve yaylalar oluyor.

Karavancıların son yıllarda ilgi gösterdiği kültür gezisi noktalarının başında ise Kapadokya ile Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nde bulunan Van, Gaziantep, Mardin, Diyarbakır gibi kentler yer alıyor. Bu kentlerde sayıları son yıllarda artan karavan kampları tatilcilerin ilgisini çekiyor.

Karavan kampları daha çok sahil kenarlarında bulunan ormanlık alanlarda kurulurken tatilciler, ya kişi başı ya da karavan başına ücret ödüyor.

Kamplarda tatilciler, kafeteryadan, çamaşırhaneye, sahilden çocuk parklarına kadar birçok tesisten faydalanabiliyor.

Tatilciler, içinde elektrik ve su tesisatlarının bulunduğu, yatak odası, mutfak, tuvalet, duş gibi alanlardan oluşan karavanlarla yazın sahiller kışın ise yayla ve milli parklarda tatil yapmanın keyfini yaşıyor.

5 bine yakın karavan

Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Savaşçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada Türkiye'de karavan turizminin son 3 yılda hızla gelişmeye başladığını, kayıt altına alınmamasına rağmen ülke genelinde 5 bine yakın karavan sahibinin bulunduğunu tahmin ettiklerini söyledi.

Otel tatiliyle karavan tatilinin çok farklı olduğunu belirten Savaşçı, 'Karavanla tatil otellere göre daha uygun fiyata mal oluyor. Tatilciler doğayla buluşma imkanı buluyor. Yemeklerini, uyuma saatlerini, denize girme saatlerini kendileri belirliyor. Çocukları bu sayede doğayı tanıyor. Özellikle pandemiden sonra insanlar karavan turizmine daha çok ilgi gösteriyor. Karavan kampları ve otelleri 1 Temmuz'dan sonra hareketlenmeye başladı.' dedi.

Savaşçı, karavan turizminin gelişmeye başlamasıyla çok sayıda karavan üreten firma ve kamp yerinin kurulduğunu, bunların mutlaka devlet tarafından denetlenmesi gerektiğini anlattı.

Karavan kamplarında insanların beraber daha çok vakit geçirdiğini dile getiren Savaşçı, şöyle devam etti:

'Son yıllarda karavan oteller Türkiye'de de kurulmaya başlandı. İnsanlar, tatil yörelerinde sabit bulunan çekme karavanlarda hafta sonu kalarak karavanla tatilin keyfine varıyorlar. Sonra karavan kiralamaya başlıyorlar. En sonunda ise kendi ihtiyaçlarına göre ya karavan yaptırıyorlar ya da hazır yapılan karavanları alıyorlar. Türkiye'nin karavan turizmi konusunda standartları belirlenen kamplara ihtiyacı var. Karavan turizmi denilince akıllara sadece yaz ayları gelmesin. Yazın karavanlarımızla sahil kenarlarına giderken, kışın ise yayla ve milli parklara gidiyoruz.'

'Aile gibi oluyoruz'

Tatilini 20 yıldır İzmir'in Menderes ilçesi Özdere Mahallesi'ndeki karavan kampında geçiren 57 yaşındaki Sunay Kaptan ise yıllardır ailesiyle çadır kampı yaptığını, çocuklarının doğmasının ardından karavan satın aldıklarını söyledi.

Evdeki tüm olanakların karavanda da olduğunu anlatan Kaptan, 'Yıllarca ailecek 3 aylık yaz tatilimizi karavan kampında geçiriyoruz. Karavan benim için özgürlük demek. Hayat görüşü çok farklı insanlarla tanışabiliyorsunuz. Onlarla vakit geçiriyorsunuz sosyalleşiyorsunuz. Otele gitsek bu kadar rahat edemeyiz. Komşularımızla oturuyoruz, yemek yiyoruz, sohbet ediyoruz. Burada bir aile gibi oluyoruz.' dedi.

Kaptan, 4 kişinin içinde rahat bir şekilde yaşayabileceği karavanını kışın kampta bulunan otoparkta bıraktıklarını, kampta tanıştıkları birçok kişiyle kışında görüşmeye devam ettiklerini aktardı.

Tatilini karavanda geçiren 62 yaşındaki Gülay Aybeyi ise daha önce tatilini çadırda yaptığını 2 yıldan bu yana yaz aylarını satın aldıkların karavanda geçirdiğini anlattı.

Özellikle Kovid19 sürecinde vatandaşların karavanlara olan ilgisinin daha da arttığını vurgulayan Aybeyi, 'Biz duvarsız evlerde yaşıyoruz. Herkes birbirinin her şeyi ile ilgili. En ufak bir şeyde birbirimize yardım ediyoruz. Çok zevkli bir hayat. Doğada yaşayabileceğiniz yerler arıyorsunuz. Benim hayalimde karavan hep vardı. Vatandaşlar doğa ile baş başa kalabilmek için mutlaka karavan turizmine önem vermeli.' diye konuştu.